Ana içeriğe atla

Tuvalet Fırçası Tasarlayabilen Adam.

Bu ay Vogue dergisi alanlar ve kıyafetlerden fazlasına bakanlar Starck ile tanışmışlardır.
Bizim üniversite zamanlarında onun tasarımı olan lokuum (ya da iki o'lusu.) laptoplara radyo reklamı fikri üretmiştik.

Peki neydi bu bey amcamın fark yaratan özellikleri derseniz... Kendi deyimiyle o tuvalet fırçası da tasarlayabilen biri. Başkaları tasarlamayabilir, ama o tasarlıyor ve siz sadece onun tasarımı olduğundan o tuvalet fırçasına minicik bir servet ödeyebiliyorsunuz.

Adamımız vizyonu genişlerden. Ancak vizyonunu sanal ortamlarda genişletmiyor. Hakkında yazılmış yazıları okumuyor, kendini Google'da aratmıyor, teknolojiden mümkün olduğu kadar uzak yaşıyor. Bizim adam bulduğu bütün biyoloji, fizik ve bilim kitaplarını okuyor. Son derece basit ama net fikirleri var: Sadece ayaklarınıza bakarak yürürseniz vizyonsuz olursunuz, bilgelik ve ileri görüş ileriye doğru bakabilmekten geçiyor(muş)



Özellikle hayatın dar bakış açısına ya da başkalarının nasıl baktığına takılıp kalmışlar için kulaklara birkaç küpe hediye ediyor.

Bütün bunların yanında fuzuli bilgi olarak; Starck'ın bir istiridye çiftliği var. Onca malı mülkü ve istiridyeleri :)
Konunun özeti: Kendini başlarının fikir, görüş, kötü bakış ve safsatalarından uzak tutan kim varsa çok başarılı olabiliyor. Bazen kafamızın içini başkalarıyla öyle çok dolduruyoruz ki en sonunda kendi sesimizi, aslında ne istediğimizi kaybediyoruz. Kaybetmeyenlerin hali ortada. Dik başlılık para kazandırmaya başladığında üne, tarza ve bir sanata dönüşebiliyor.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Suyun Altında Nefes Alabiliyorum

 "Suyun Altında Nefes Alabiliyorum" dedim geçenlerde...  bu bir his, bir düşünce balonu ve o balonun içinde denizin altında yüzebiliyorum.  solungaçlarım yok kuyruğum yok ben insan formunda ama özgür  özgürce yüzebiliyorum nefes alabiliyorum korkmuyorum belki düşüncesi korkutucu ama korkmuyorum suya düşmedim kendim atladım derine doğru gidebilirim  okyanusun karanlıklarından da korkmuyorum nefes alabiliyorum sırt üstü uzanıp yukarıya doğru bakıyorum  suyun altında gülebiliyorum  daha da derine gidebilirim çünkü nefes alabiliyorum

Uzun bir aradan sonra

Üzerinden en az 2 yıl geçmiş.  Binlerce kahve, yüzlerce değişiklik, bir doğum, iki taşınma, kariyer değişikliği, ülke değişikliği ve nicesi. En azından beni rahatlatan bir konu var ki dramatik tarafımı yazıya dökmüyorum.  Her konuda içimi sıkabilirim ama kelimelerimde ağdalı değilim. Yaşlandıkça uzun cümleleri okuyamaz hale geldim. Her kim uzun uzun kendi durumunu dramatize ederse sıkılıp kapatıyorum. Neyse bu konuya şimdi nereden geldik? Geçen gün Amsterdam'da bir cafede (bu artık Türkçe'ye böyle girmiş olmalı) bir kız harala gürele yazıyordu. Ağzımın suyu aktı.  İnanılmaz özendim, kıskandım ve işte buradayım.  Hayatımda olan onlarca belki de yüzlerce değişikliği tek tek anlatacak halim yok.  Nitekim şu ara herkesin hayatında benzer şeyler olmaya başladı. Ülke değiştirmenin bir espirisi de kalmadı. Apartman görevlimiz bile "ben de gitmeyi düşünüyorum" diyor.  Göçmenlik, gurbetçilik nedense hiç kendimi bağdaştıramıyorum.  Bu konuda sürüyle yorum okudum...