Ana içeriğe atla

Kendime Meydan Okuyorum

Tatil bitti. Tanıdığım bildiğim bulutların altından ayrılıp, İstanbul'un sisinin içindeyim yine. Ama bu sefer daha güçlü olduğumu söyleyebiliriz.Yanımda en sevdiğim şarkıları ve kitapları getirdim. Bazı insanlar başka hayatlar yaşamak istediğinden, farklı karakterleri merak ettiğinden oyuncu olur. O taraklarda bezim olmadığından bende okuyarak gerçekliğin dışına çıkıyorum. Ne keyiftir be!

Tatilde şu matrak kitabımda 32. sayfaya geldim. Konu kendine meydan okumak. Bir türlü zaman ya da imkan bulamayıp ertelediğimiz ne varsa cımbızla ortaya çıkart diyor. Kolay olmadı biraz düşündüm. Sonucu üzücüydü. Varmış meğer, çokmuş meğer liste uzadıkça uzadı. Liste başında uçaktan paraşütle atlamak var. Belki ömrümde böyle bir imkan bulamayacağım ama en azından yamaç paraşütü için neler yapabileceğimi biliyorum. Bu yaz kesinlikle uçmalıyım.
Bu listenin uzunluğu asabımı bozmaya başlayınca, 24 saatlik dilimi biraz zorladım. Hergün listede adım adım ilerliyorum. Hayatımda bu kadar eğlenmemişimdir. Yarın sabah ısmarladığım defteri almaya gidiyorum. Gelecekte hafızam bana yetmez hale gelirse diye, yanında büssürü kalem, yapıştırıcı, ve kartpostallar aldım. Kendi ansiklopedimi oluşturabilirim artık. Gördüklerim, öğrendiklerim, benim bilgilerim olacak. Ve bütün kaygılardan, beğenilerden uzak duracak.

Dip Not. Oturarak başarıya ulaşan tek yaratık bir tavuktur.

*İsmimi doğru yazan kişiye rastlamadım. Hala.

Yorumlar

  1. Ben de tam "Seliz" yazıyor diyecektim... (Ki demiş de oldum esasen :)))

    YanıtlaSil
  2. bak yamaç parasutunde eşlik ederim sana. arkadas bulamiyorum taa oralara gitmek için.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Suyun Altında Nefes Alabiliyorum

 "Suyun Altında Nefes Alabiliyorum" dedim geçenlerde...  bu bir his, bir düşünce balonu ve o balonun içinde denizin altında yüzebiliyorum.  solungaçlarım yok kuyruğum yok ben insan formunda ama özgür  özgürce yüzebiliyorum nefes alabiliyorum korkmuyorum belki düşüncesi korkutucu ama korkmuyorum suya düşmedim kendim atladım derine doğru gidebilirim  okyanusun karanlıklarından da korkmuyorum nefes alabiliyorum sırt üstü uzanıp yukarıya doğru bakıyorum  suyun altında gülebiliyorum  daha da derine gidebilirim çünkü nefes alabiliyorum

Uzun bir aradan sonra

Üzerinden en az 2 yıl geçmiş.  Binlerce kahve, yüzlerce değişiklik, bir doğum, iki taşınma, kariyer değişikliği, ülke değişikliği ve nicesi. En azından beni rahatlatan bir konu var ki dramatik tarafımı yazıya dökmüyorum.  Her konuda içimi sıkabilirim ama kelimelerimde ağdalı değilim. Yaşlandıkça uzun cümleleri okuyamaz hale geldim. Her kim uzun uzun kendi durumunu dramatize ederse sıkılıp kapatıyorum. Neyse bu konuya şimdi nereden geldik? Geçen gün Amsterdam'da bir cafede (bu artık Türkçe'ye böyle girmiş olmalı) bir kız harala gürele yazıyordu. Ağzımın suyu aktı.  İnanılmaz özendim, kıskandım ve işte buradayım.  Hayatımda olan onlarca belki de yüzlerce değişikliği tek tek anlatacak halim yok.  Nitekim şu ara herkesin hayatında benzer şeyler olmaya başladı. Ülke değiştirmenin bir espirisi de kalmadı. Apartman görevlimiz bile "ben de gitmeyi düşünüyorum" diyor.  Göçmenlik, gurbetçilik nedense hiç kendimi bağdaştıramıyorum.  Bu konuda sürüyle yorum okudum...