Ana içeriğe atla

selis olmak kolay değil



karşı taraf: isminiz
selis
karşı taraf: anlamadım
selis
karşı taraf: seliz
hayır selis
karşı taraf: seniz
hayır başı sonu S, selis
karşı taraf: senis
hayır filiz
karşı taraf: peki filiz hanım size nasıl yardımcı olabiliriz?
....

ismin ne güzel anlamı ne?
ne kadar farklı
nereden bulmuşlar bu ismi
senin gibi farklı bir isim
kızıma koyabilir miyim, yeğenime koydum, arkadaşımın bebeği için önerdim.

herkes çok iyi yaptı, çok sevdi
ama bilmiyorlar ki selis olmak kolay değil.

hem ismen hem de cismen
belki ismimden geliyor ki kolay anlaşılmıyor, kolay anlaşılmıyorum. bu bir süreç anlayınca çok kolay çok zevkli ama anlayana kadar anlatana kadar kolay mı değil.
benden hale, jale, lale olmazdı o kesin. bir ayşe değilim, pelin, selin, melis de kesinlikle olamazmışım. su, pırıl, parla marla aman tanrım düşünemiyorum. jenerik bir isim de gitmezmiş anlaşılan.
ne garip insanlar ismiyle yaşarken ismin ne kadar önemli ve büyük sorumluluk olduğunun farkında mıyız?
anneme ayşe ismini koyacaklarında halası karşı çıkmış. bin tane ayşe'den biri olamaz demiş. vizyoner kadındı tanıdığımda 80lerinde olmasına rağmen ince şık çorapları ve kibar oturuşuyla hep hatırlayacağım.
annem de belki bu anısından dolayı ismimi selis koymuş, selis olsun istemiş.
o da bilememiş selis olmanın kolay olmayacağını, tahmin edememiş ne yapsın, 24'lerinde gencecik kız.
24 yaşımda çocuk sahibi olduğumu düşünemiyorum bile. 34lerime az kaldığı halde...

ismi de cismi gibi zor demiştim.
ismim bana anlamını içeren bir duruluk vermemiş belki ama olayların içinde kesinlikle akışkan, deli dolu bir durumum var. kabın şeklini almaktansa akıp gitmek uzaklaşmak istiyorum.

çok uzun zaman sonra ne yazacağımı bilmiyordum ama bu yazının da böyle gelişmesi gerekiyormuş.
oysa emindim ki anda kalmakla ilgili sövüm sayacaktım.
neyse onu da başka bir yazıya saklıyorum.

iyi pazarlar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Suyun Altında Nefes Alabiliyorum

 "Suyun Altında Nefes Alabiliyorum" dedim geçenlerde...  bu bir his, bir düşünce balonu ve o balonun içinde denizin altında yüzebiliyorum.  solungaçlarım yok kuyruğum yok ben insan formunda ama özgür  özgürce yüzebiliyorum nefes alabiliyorum korkmuyorum belki düşüncesi korkutucu ama korkmuyorum suya düşmedim kendim atladım derine doğru gidebilirim  okyanusun karanlıklarından da korkmuyorum nefes alabiliyorum sırt üstü uzanıp yukarıya doğru bakıyorum  suyun altında gülebiliyorum  daha da derine gidebilirim çünkü nefes alabiliyorum

Uzun bir aradan sonra

Üzerinden en az 2 yıl geçmiş.  Binlerce kahve, yüzlerce değişiklik, bir doğum, iki taşınma, kariyer değişikliği, ülke değişikliği ve nicesi. En azından beni rahatlatan bir konu var ki dramatik tarafımı yazıya dökmüyorum.  Her konuda içimi sıkabilirim ama kelimelerimde ağdalı değilim. Yaşlandıkça uzun cümleleri okuyamaz hale geldim. Her kim uzun uzun kendi durumunu dramatize ederse sıkılıp kapatıyorum. Neyse bu konuya şimdi nereden geldik? Geçen gün Amsterdam'da bir cafede (bu artık Türkçe'ye böyle girmiş olmalı) bir kız harala gürele yazıyordu. Ağzımın suyu aktı.  İnanılmaz özendim, kıskandım ve işte buradayım.  Hayatımda olan onlarca belki de yüzlerce değişikliği tek tek anlatacak halim yok.  Nitekim şu ara herkesin hayatında benzer şeyler olmaya başladı. Ülke değiştirmenin bir espirisi de kalmadı. Apartman görevlimiz bile "ben de gitmeyi düşünüyorum" diyor.  Göçmenlik, gurbetçilik nedense hiç kendimi bağdaştıramıyorum.  Bu konuda sürüyle yorum okudum...