Ana içeriğe atla

Perdelerinizi Açın!

Son günlerde zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Birkaç ay önce zamanımı başkalarının hayatına bakarak geçirdiğimi düşünerek ciddi bir sıkıntı yaşadım. Elimde telefon saatlerce Instagram'dan Facebook'tan kim nerede ne yapmış diye bakıyordum ya da birşeyler çekip yükleyip kendi anımı sürekli paylaşma gereği duyuyordum.

Çook eskiden ilk İstanbul'a taşındığımda zamanımı harcadığım şeylerin listesini çıkartmıştım.
İlk sırayı yazıyı yazmak alıyordu. Kalıcı bir üretkenlik aslında.
Şimdi bir sıralama yapsam yazı yazmak bırakın ilk sırayı ilk 5'e zor girer.
Çek, paylaş, tüket ortamı varken nasıl yazı yazmak gibi üretken bir uğraşa vakit ayırabilirdim ki!

Bende çözüm olarak kapattım. 
7 yıldır kullandığım neredeyse 3bin fotoğraf eklediğim Instagram hesabımı kapattım, oradan zaman kazandım. Sonra da sadece ailemin ve bir kaç sevdiğim insanın bulunduğu özel hesabıma da 1- 2 aylık sürelerle ara verme kararı aldım.

Sonuç: Kazanılan kaliteli zaman.

Facebook'a nadiren bakıyorum, Swarm kullanmıyorum, Twitter'a arada gündeme göre... çiçek gibi.

Yıllar içinde sanırım bu tüketme durumu daha agresif hale gelecek. Sonuçta bundan para kazanan ve git gide büyüyen bir pazar var ki ben de bu pazarın yaratılmasında yıllardır rol oynuyorum.


Ama iş işte kalsın ben de kendi kişisel hayatıma bakıyım.

Ve bir kehanet verecek olursam, insanlar zamanla tüm bu çöplükten sıkılacak ve daha kaliteli olanı aramaya başlayacak. Bir de özel hayat kalmadı ona ayrı hayret ediyorum. Kişisel Instagram hesaplarının açık olmasını doğru bulmuyorum.

Perdelerin açık yaşamıyorsun ama Instagram'ın herkese açık. Belki uç bir örnek ama biraz üstüne düşünürseniz anlayabilirsiniz. İsteyen herkes seninle ilgili son derece kişisel detaylar öğrenebilir; nerede yaşadığın, evinin nasıl olduğu, medeni halin, duygusal durumun, kilon, yaşın, işin...

Belki 2017'de durumun farkında olmayabilirsiniz ama gelecekte bunların nasıl kıymetli datalar olduğunu, insanlarla neler paylaştığınızı daha iyi anlayacaksınız. Tabii bu sözüm hayatına dair her bir detayı paylaşanlara.

Instagram hesabımı sanırım 5 yıl önce "özel" yaptım.  Beni takip edenlere baktığımda çok sinirlenmiştim. Bu adam kim ki benim resimlerimi görüyor, bu kadın da kim vs. diye kızdığımı çok iyi hatırlıyorum.

Özetle özel hayatımız biraz özel kalmalı.
Sosyal medyada herkese açık olmak yerine perdelerinizi açın da biraz ışık girsin!

Not:
Belli bir konuda paylaşım yapmak ya da markalaşmak bunlara dahil değildir. Bahsettiğim sadece size ait olan ve başında da özel kelimesi geçen özel hayatınızdır.

*Neden bu fotoğrafı seçtin diye sorarsınız, oldukça tatlı sevdiğim bir andı. 
Bu anı herkesle paylaşabilirim. :) Burada paylaştığım resimler herkesle paylaşmaya uygun gördüklerim. Sevgilerimle. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Suyun Altında Nefes Alabiliyorum

 "Suyun Altında Nefes Alabiliyorum" dedim geçenlerde...  bu bir his, bir düşünce balonu ve o balonun içinde denizin altında yüzebiliyorum.  solungaçlarım yok kuyruğum yok ben insan formunda ama özgür  özgürce yüzebiliyorum nefes alabiliyorum korkmuyorum belki düşüncesi korkutucu ama korkmuyorum suya düşmedim kendim atladım derine doğru gidebilirim  okyanusun karanlıklarından da korkmuyorum nefes alabiliyorum sırt üstü uzanıp yukarıya doğru bakıyorum  suyun altında gülebiliyorum  daha da derine gidebilirim çünkü nefes alabiliyorum

Uzun bir aradan sonra

Üzerinden en az 2 yıl geçmiş.  Binlerce kahve, yüzlerce değişiklik, bir doğum, iki taşınma, kariyer değişikliği, ülke değişikliği ve nicesi. En azından beni rahatlatan bir konu var ki dramatik tarafımı yazıya dökmüyorum.  Her konuda içimi sıkabilirim ama kelimelerimde ağdalı değilim. Yaşlandıkça uzun cümleleri okuyamaz hale geldim. Her kim uzun uzun kendi durumunu dramatize ederse sıkılıp kapatıyorum. Neyse bu konuya şimdi nereden geldik? Geçen gün Amsterdam'da bir cafede (bu artık Türkçe'ye böyle girmiş olmalı) bir kız harala gürele yazıyordu. Ağzımın suyu aktı.  İnanılmaz özendim, kıskandım ve işte buradayım.  Hayatımda olan onlarca belki de yüzlerce değişikliği tek tek anlatacak halim yok.  Nitekim şu ara herkesin hayatında benzer şeyler olmaya başladı. Ülke değiştirmenin bir espirisi de kalmadı. Apartman görevlimiz bile "ben de gitmeyi düşünüyorum" diyor.  Göçmenlik, gurbetçilik nedense hiç kendimi bağdaştıramıyorum.  Bu konuda sürüyle yorum okudum...