Ana içeriğe atla

Gün Işığı Seni Özlemişim


Uzun kışın ardından bu satırları sana yazıyorum gün ışığı.
Özledik birbirimizi.
Bir yaz çocuğu olan ben sana sesleniyorum. Özledim. 

Renkleri, yeşili, çiçekleri, korktuğum böcekleri özledim.
Çizgili en çok sana yakışıyor; ışığınla birlikte siyah çizgililerin yerini yeşiller alıyor. 
Şortu parmak arası terlikle giymeyi severim yakabilirsin ayaklarımı. 
Öyle uzun zaman oldu ki iznin var buna. 

Mimozalar bile geç çıktı, devam eden soğuklarla birlikte sarısı kararıp soldu. 

Gün ışığı seni özlemişim. 
Bir ceketlik havada sana doğru dönerken yüzümü güneş gözlüğünü çıkartıp gülümsemeyi özlemişim. 

Biraz da kendimi özlemişim sanırım.
Sıcaklarda efil efil giyinip, elinde/ çantasında çiçeklerle gülümseyerek yürüyen kızı. 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Suyun Altında Nefes Alabiliyorum

 "Suyun Altında Nefes Alabiliyorum" dedim geçenlerde...  bu bir his, bir düşünce balonu ve o balonun içinde denizin altında yüzebiliyorum.  solungaçlarım yok kuyruğum yok ben insan formunda ama özgür  özgürce yüzebiliyorum nefes alabiliyorum korkmuyorum belki düşüncesi korkutucu ama korkmuyorum suya düşmedim kendim atladım derine doğru gidebilirim  okyanusun karanlıklarından da korkmuyorum nefes alabiliyorum sırt üstü uzanıp yukarıya doğru bakıyorum  suyun altında gülebiliyorum  daha da derine gidebilirim çünkü nefes alabiliyorum

Uzun bir aradan sonra

Üzerinden en az 2 yıl geçmiş.  Binlerce kahve, yüzlerce değişiklik, bir doğum, iki taşınma, kariyer değişikliği, ülke değişikliği ve nicesi. En azından beni rahatlatan bir konu var ki dramatik tarafımı yazıya dökmüyorum.  Her konuda içimi sıkabilirim ama kelimelerimde ağdalı değilim. Yaşlandıkça uzun cümleleri okuyamaz hale geldim. Her kim uzun uzun kendi durumunu dramatize ederse sıkılıp kapatıyorum. Neyse bu konuya şimdi nereden geldik? Geçen gün Amsterdam'da bir cafede (bu artık Türkçe'ye böyle girmiş olmalı) bir kız harala gürele yazıyordu. Ağzımın suyu aktı.  İnanılmaz özendim, kıskandım ve işte buradayım.  Hayatımda olan onlarca belki de yüzlerce değişikliği tek tek anlatacak halim yok.  Nitekim şu ara herkesin hayatında benzer şeyler olmaya başladı. Ülke değiştirmenin bir espirisi de kalmadı. Apartman görevlimiz bile "ben de gitmeyi düşünüyorum" diyor.  Göçmenlik, gurbetçilik nedense hiç kendimi bağdaştıramıyorum.  Bu konuda sürüyle yorum okudum...