Ana içeriğe atla

11 Numaralı Vagon

Hayatımın enteresan bir döneminde 11 numaralı vagonda bulutlara doğru gidiyorum. 
Siz öyle hayal edin şimdilik. 
7 yıl sonunda ilk kez kendime zaman ayırabiliyorum; istediğim saatte uyanma lüksüm, gereksiz mailleri okumak için bol bol vaktim var. 
Kırmızı ünlemlilere son!
Şimdi tam da bu anda "ne yapmak istiyorsun?" diye gelen sorulara yüzümde o düşünceli ifadeyle bakabiliyorum.
Hem de istediğim kadar saniye. Belki dakika. 

 Yoğun çalışma saatlerinin dışındaki hayatı yıllardır merak ediyordum. Şimdi benimle birlikte öğrenmek ister misiniz?
Toplantı odalarının dışında neler olduğunu?
Kendi günlük hayatımızın raporlarını ve ödememiz gereken zaman/yaşam tutarlarını merak ediyor musunuz?

Organik sebzelerin dışında, organik kendi kendine idare eden bir insan hayatının sağlığına duacıyım. 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Suyun Altında Nefes Alabiliyorum

 "Suyun Altında Nefes Alabiliyorum" dedim geçenlerde...  bu bir his, bir düşünce balonu ve o balonun içinde denizin altında yüzebiliyorum.  solungaçlarım yok kuyruğum yok ben insan formunda ama özgür  özgürce yüzebiliyorum nefes alabiliyorum korkmuyorum belki düşüncesi korkutucu ama korkmuyorum suya düşmedim kendim atladım derine doğru gidebilirim  okyanusun karanlıklarından da korkmuyorum nefes alabiliyorum sırt üstü uzanıp yukarıya doğru bakıyorum  suyun altında gülebiliyorum  daha da derine gidebilirim çünkü nefes alabiliyorum

Uzun bir aradan sonra

Üzerinden en az 2 yıl geçmiş.  Binlerce kahve, yüzlerce değişiklik, bir doğum, iki taşınma, kariyer değişikliği, ülke değişikliği ve nicesi. En azından beni rahatlatan bir konu var ki dramatik tarafımı yazıya dökmüyorum.  Her konuda içimi sıkabilirim ama kelimelerimde ağdalı değilim. Yaşlandıkça uzun cümleleri okuyamaz hale geldim. Her kim uzun uzun kendi durumunu dramatize ederse sıkılıp kapatıyorum. Neyse bu konuya şimdi nereden geldik? Geçen gün Amsterdam'da bir cafede (bu artık Türkçe'ye böyle girmiş olmalı) bir kız harala gürele yazıyordu. Ağzımın suyu aktı.  İnanılmaz özendim, kıskandım ve işte buradayım.  Hayatımda olan onlarca belki de yüzlerce değişikliği tek tek anlatacak halim yok.  Nitekim şu ara herkesin hayatında benzer şeyler olmaya başladı. Ülke değiştirmenin bir espirisi de kalmadı. Apartman görevlimiz bile "ben de gitmeyi düşünüyorum" diyor.  Göçmenlik, gurbetçilik nedense hiç kendimi bağdaştıramıyorum.  Bu konuda sürüyle yorum okudum...