Ana içeriğe atla

Sabores





Ani bir kararla bir daha gitmem dediğim canım Avrupa’ya bilet aldım.
Daha da sıcak olsun, azıcık daha uzak olsun dedim bu sefer istikamet İspanya.

Dili dilime, teni tenime, yemekleri mideme uygun İspanya’ya daha önce hiç gitmedim. Nedense hiç merak bile etmedim.


Ne demişler her şeyin bir zamanı var.

Keşfedilmemişe duyulan merak benimkisi. Azıcık da kendime atarımdır.
Aldığım sayılı Flamenko dersi en azından bunu öğretti.
Atarlı olacaksın, kimselerden önce kendine.
Ayaklarını yere vur.
Daha sert vur.
Dik ol, hatta biraz ukala.
Ciddi ol.
Hayat ciddi bir iş.
Karşında bir boğa olabilir, ciddi ve dik duracaksın.
Adete bir meydan okuma.


Madem gökyüzüne tükürmeyi hedefledin bari bunu zevkle yap.


Bu arada yanlış olmasın Boğa güreşlerine karşıyım! Oh olsun. 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Suyun Altında Nefes Alabiliyorum

 "Suyun Altında Nefes Alabiliyorum" dedim geçenlerde...  bu bir his, bir düşünce balonu ve o balonun içinde denizin altında yüzebiliyorum.  solungaçlarım yok kuyruğum yok ben insan formunda ama özgür  özgürce yüzebiliyorum nefes alabiliyorum korkmuyorum belki düşüncesi korkutucu ama korkmuyorum suya düşmedim kendim atladım derine doğru gidebilirim  okyanusun karanlıklarından da korkmuyorum nefes alabiliyorum sırt üstü uzanıp yukarıya doğru bakıyorum  suyun altında gülebiliyorum  daha da derine gidebilirim çünkü nefes alabiliyorum

Uzun bir aradan sonra

Üzerinden en az 2 yıl geçmiş.  Binlerce kahve, yüzlerce değişiklik, bir doğum, iki taşınma, kariyer değişikliği, ülke değişikliği ve nicesi. En azından beni rahatlatan bir konu var ki dramatik tarafımı yazıya dökmüyorum.  Her konuda içimi sıkabilirim ama kelimelerimde ağdalı değilim. Yaşlandıkça uzun cümleleri okuyamaz hale geldim. Her kim uzun uzun kendi durumunu dramatize ederse sıkılıp kapatıyorum. Neyse bu konuya şimdi nereden geldik? Geçen gün Amsterdam'da bir cafede (bu artık Türkçe'ye böyle girmiş olmalı) bir kız harala gürele yazıyordu. Ağzımın suyu aktı.  İnanılmaz özendim, kıskandım ve işte buradayım.  Hayatımda olan onlarca belki de yüzlerce değişikliği tek tek anlatacak halim yok.  Nitekim şu ara herkesin hayatında benzer şeyler olmaya başladı. Ülke değiştirmenin bir espirisi de kalmadı. Apartman görevlimiz bile "ben de gitmeyi düşünüyorum" diyor.  Göçmenlik, gurbetçilik nedense hiç kendimi bağdaştıramıyorum.  Bu konuda sürüyle yorum okudum...