Ana içeriğe atla

Berlin

Popüler kültürün mutlaka görmelisin" diye dayattığı şehir Berlin.
Belki de bu yüzden bloglarda yazan ya da başkalarının dayattığı yerlerde çok kalmadık. Uzaklar ve kapalı kapılar daha güzeldi.

3 günde yürünen 70 km yol, yenen 10 kilo hamur işi, 4 kilo şeker, 15 bardak kahve...

Sarı bir şehir Berlin. Gri ve sarı.
Tüm mutsuzluklarının üzerini modern bir şekilde örtüyorlar.
Savaşların üzerine inşaa edilmiş, gri minik pencereli sevimsiz binaları var.
Tepesi yok.
Rayların üzerinde trenle giderken en uzakları görebilirsiniz.
Gariplikler içinde garip olmak serbest.
Saçlarınızı pembeye boyatmak için en güzel şehir Berlin.
Amaçsızca oturabilir, azıcık güneşin tadını çıkartabilirsiniz.

Gidilmesi gereken 10 yere mutlaka gidin!
Kimsenin bahsetmediği 41 yere ise gitmezseniz Berlin'e gittim demeyin.

Fotoğraflar bana aittir, filtrelerim şekillidir.



















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Suyun Altında Nefes Alabiliyorum

 "Suyun Altında Nefes Alabiliyorum" dedim geçenlerde...  bu bir his, bir düşünce balonu ve o balonun içinde denizin altında yüzebiliyorum.  solungaçlarım yok kuyruğum yok ben insan formunda ama özgür  özgürce yüzebiliyorum nefes alabiliyorum korkmuyorum belki düşüncesi korkutucu ama korkmuyorum suya düşmedim kendim atladım derine doğru gidebilirim  okyanusun karanlıklarından da korkmuyorum nefes alabiliyorum sırt üstü uzanıp yukarıya doğru bakıyorum  suyun altında gülebiliyorum  daha da derine gidebilirim çünkü nefes alabiliyorum

Uzun bir aradan sonra

Üzerinden en az 2 yıl geçmiş.  Binlerce kahve, yüzlerce değişiklik, bir doğum, iki taşınma, kariyer değişikliği, ülke değişikliği ve nicesi. En azından beni rahatlatan bir konu var ki dramatik tarafımı yazıya dökmüyorum.  Her konuda içimi sıkabilirim ama kelimelerimde ağdalı değilim. Yaşlandıkça uzun cümleleri okuyamaz hale geldim. Her kim uzun uzun kendi durumunu dramatize ederse sıkılıp kapatıyorum. Neyse bu konuya şimdi nereden geldik? Geçen gün Amsterdam'da bir cafede (bu artık Türkçe'ye böyle girmiş olmalı) bir kız harala gürele yazıyordu. Ağzımın suyu aktı.  İnanılmaz özendim, kıskandım ve işte buradayım.  Hayatımda olan onlarca belki de yüzlerce değişikliği tek tek anlatacak halim yok.  Nitekim şu ara herkesin hayatında benzer şeyler olmaya başladı. Ülke değiştirmenin bir espirisi de kalmadı. Apartman görevlimiz bile "ben de gitmeyi düşünüyorum" diyor.  Göçmenlik, gurbetçilik nedense hiç kendimi bağdaştıramıyorum.  Bu konuda sürüyle yorum okudum...