Ana içeriğe atla

"Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez"


Bugünlerde Can Yücel'im tuttu...

hamlet: "to be or not to be"
can yücelli hamlet: "bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin"


vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni, 
değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez. 
değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini, 
değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz, 
değil mi ki ayaklar altında insan onuru, 
o kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış, 
ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru, 
ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş, 
değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın, 
değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene, 
doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın, 
değil mi ki kötüler kadı olmuş yemen' e 
vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, 
seni yalnız komak var ya, o koyuyor adama.




Akyaka- Temmuz 2013

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Suyun Altında Nefes Alabiliyorum

 "Suyun Altında Nefes Alabiliyorum" dedim geçenlerde...  bu bir his, bir düşünce balonu ve o balonun içinde denizin altında yüzebiliyorum.  solungaçlarım yok kuyruğum yok ben insan formunda ama özgür  özgürce yüzebiliyorum nefes alabiliyorum korkmuyorum belki düşüncesi korkutucu ama korkmuyorum suya düşmedim kendim atladım derine doğru gidebilirim  okyanusun karanlıklarından da korkmuyorum nefes alabiliyorum sırt üstü uzanıp yukarıya doğru bakıyorum  suyun altında gülebiliyorum  daha da derine gidebilirim çünkü nefes alabiliyorum

Uzun bir aradan sonra

Üzerinden en az 2 yıl geçmiş.  Binlerce kahve, yüzlerce değişiklik, bir doğum, iki taşınma, kariyer değişikliği, ülke değişikliği ve nicesi. En azından beni rahatlatan bir konu var ki dramatik tarafımı yazıya dökmüyorum.  Her konuda içimi sıkabilirim ama kelimelerimde ağdalı değilim. Yaşlandıkça uzun cümleleri okuyamaz hale geldim. Her kim uzun uzun kendi durumunu dramatize ederse sıkılıp kapatıyorum. Neyse bu konuya şimdi nereden geldik? Geçen gün Amsterdam'da bir cafede (bu artık Türkçe'ye böyle girmiş olmalı) bir kız harala gürele yazıyordu. Ağzımın suyu aktı.  İnanılmaz özendim, kıskandım ve işte buradayım.  Hayatımda olan onlarca belki de yüzlerce değişikliği tek tek anlatacak halim yok.  Nitekim şu ara herkesin hayatında benzer şeyler olmaya başladı. Ülke değiştirmenin bir espirisi de kalmadı. Apartman görevlimiz bile "ben de gitmeyi düşünüyorum" diyor.  Göçmenlik, gurbetçilik nedense hiç kendimi bağdaştıramıyorum.  Bu konuda sürüyle yorum okudum...