Ana içeriğe atla

Kalbi davul gibi atanlara...

"Sen sen ol, yaşamak için kalbi davul gibi çalmayanlardan uzak dur!"
Bugün, az önce okudum bu sözü.
Eşsiz benzetmeleriyle aklının çengeli benimkinden oldukça bol biri; Nil Karaibrahimgil yazmış.


Sen ol. Şu an burada, gözlerinde ışıltılarla geleceğe bakanlarla ol. Onlardan çok yok. Onların ritimleri bulaşıcı, renkleri sarı. Dudakları her an gülmeye mütemayil. 
Onların durakları kısa. Yolları uzun. Ağızlarından dökülenler ilham. Varlıkları benzin. 

... 
Sanki bangır bangır müzik çalıyormuş da sen oturuyormuşsun gibi, tutup dansa kaldırıverirler seni. Onlar gittikten sonra da pisttesindir artık. Tut o eli! Al o ritmi! 

Ve sonunda şöyle eklemiş:
... güm güm tük tük tak tak diyenler dururken, mıy mıy dır dır of uf diyenlerle olmak niye? 


Yazının tümünü merak edenler için 

Yorumlar

  1. Günümüzde hemen hemen herkesin bir akıllı telefonu var. Ve bununla birlikte telefonda uygunsuz siteleri engelleme erişiminin cazibesi de geliyor. Çok sayıda ebeveyn kontrolü uygulaması mevcut olsa da, herkes bunları kullanmak istemez veya nasıl kullanılacağını bilmez. Peki telefonunuzdaki uygunsuz web sitelerini engellemek için ne yapabilirsiniz? Seçeneklerden biri Mspy gibi üçüncü taraf bir uygulamayı kullanmaktır. Bu uygulama size belirli web sitelerini ve hatta belirli uygulamaları engelleme olanağı sağlar. Ayrıca çocuğunuzun telefonunu her gün ne kadar süreyle kullanabileceğine ilişkin zaman sınırları da belirleyebilirsiniz.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Suyun Altında Nefes Alabiliyorum

 "Suyun Altında Nefes Alabiliyorum" dedim geçenlerde...  bu bir his, bir düşünce balonu ve o balonun içinde denizin altında yüzebiliyorum.  solungaçlarım yok kuyruğum yok ben insan formunda ama özgür  özgürce yüzebiliyorum nefes alabiliyorum korkmuyorum belki düşüncesi korkutucu ama korkmuyorum suya düşmedim kendim atladım derine doğru gidebilirim  okyanusun karanlıklarından da korkmuyorum nefes alabiliyorum sırt üstü uzanıp yukarıya doğru bakıyorum  suyun altında gülebiliyorum  daha da derine gidebilirim çünkü nefes alabiliyorum

Uzun bir aradan sonra

Üzerinden en az 2 yıl geçmiş.  Binlerce kahve, yüzlerce değişiklik, bir doğum, iki taşınma, kariyer değişikliği, ülke değişikliği ve nicesi. En azından beni rahatlatan bir konu var ki dramatik tarafımı yazıya dökmüyorum.  Her konuda içimi sıkabilirim ama kelimelerimde ağdalı değilim. Yaşlandıkça uzun cümleleri okuyamaz hale geldim. Her kim uzun uzun kendi durumunu dramatize ederse sıkılıp kapatıyorum. Neyse bu konuya şimdi nereden geldik? Geçen gün Amsterdam'da bir cafede (bu artık Türkçe'ye böyle girmiş olmalı) bir kız harala gürele yazıyordu. Ağzımın suyu aktı.  İnanılmaz özendim, kıskandım ve işte buradayım.  Hayatımda olan onlarca belki de yüzlerce değişikliği tek tek anlatacak halim yok.  Nitekim şu ara herkesin hayatında benzer şeyler olmaya başladı. Ülke değiştirmenin bir espirisi de kalmadı. Apartman görevlimiz bile "ben de gitmeyi düşünüyorum" diyor.  Göçmenlik, gurbetçilik nedense hiç kendimi bağdaştıramıyorum.  Bu konuda sürüyle yorum okudum...